Son dönemde Türkiye’deki dolandırıcılık vakalarında artış gözlemlenirken, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) yalanı üzerinden yürütülen dolandırıcılık skandalı dikkat çekici boyutlara ulaştı. Yapılan incelemelerde, benzer yöntemlerle milyonlarca lira dolandırıcılık yapıldığı tespit edilirken, mağdurların ifadeleri oldukça çarpıcı. Bu dolandırıcılık yöntemleri, toplumda büyük bir güvensizlik ortamı yaratmaya başladı. Peki, FETÖ yalanıyla dolandırıcılık nasıl işliyor? Mağdurlar neler yaşadı? İşte tüm detaylarıyla bu skandal!
FETÖ yalanına dayanan dolandırıcılık yöntemleri, genellikle sosyal medya veya telefon üzerinden kurbanlarla iletişime geçilerek başlıyor. Dolandırıcılar, kendilerini resmi bir kurumun yetkilisi olarak tanıtıyor. Mağdurlara, “FETÖ ile ilgili bir soruşturma kapsamında sizinle iletişime geçmemiz gerekiyor” denilerek paniğe sürükleniyor. Bu sayede, mağdurlardan para talep ediliyor. Genellikle, “Hızlı bir şekilde işlem yapmazsak, büyük sorunlar yaşayabilirsiniz” gibi tehdit kurgularıyla korkutuluyorlar. Korku ve panik, dolandırıcıların en büyük silahı haline geliyor.
Birçok mağdur, bu kurgularla hem maddi hem de manevi olarak büyük kayıplar yaşadığını belirtiyor. Dolandırıcılar, genellikle tespit edilmemek için çok çeşitli kimlikler kullanarak dolandırıcılık yapmayı başarıyor. Bunlar arasında sahte kimliklerle, sahte şirketlerle ve hatta sahte telefon numaralarıyla dolandırıcılık faaliyetlerini sürdürdükleri rapor ediliyor. Çoğu zaman, bir önceki kurbanın başına gelen olayları duyan yeni mağdurlar, dolandırıcıların tuzağına düşmekten kurtulamıyor.
Bu dolandırıcılık skandalına maruz kalan birçok kişi, yaşadıklarını paylaşmakta zorlanıyor. Bazıları, özel bilgilerinin ele geçirilmesinden korktukları için olayları yetkililere bildirmemeyi tercih ederken, bazıları ise yaşadıkları psikolojik baskının etkisiyle sessiz kalmayı seçiyor. Ancak, yapılan soruşturmalar, dolandırıcının çoğu zaman aynı yöntemlerle farklı kişileri hedef aldığına işaret ediyor.
Örneğin, 45 yaşındaki bir mağdur, dolandırıcının kendisini “devlet görevlisi” olarak tanıtarak 100 bin lira dolandırdığını ifade ediyor. Başka bir mağdur ise, benzer bir süreçte 50 bin liranın üzerine, ekstra masraf adı altında paralar vermek zorunda kaldığını söylüyor. Bu tür hikayelerin yaygınlaşmasıyla birlikte, hem medya hem de güvenlik güçleri konuyla ilgili daha fazla dikkat çekmeye başladı.
Sonuç olarak, FETÖ yalanıyla oluşturulan dolandırıcılık dosyasının iç yüzü, toplumda büyük bir kaygı yaratırken, mağdurların Hukuk zemininde haklarını arama süreçleri sürdürülüyor. Uzmanlar ise, bu tür dolandırıcılıklara karşı önlem almak adına yurttaşları bilinçlendirme çağrısında bulunuyor. Dolandırıcılıklara karşı dikkatli olunması gerektiğinin önemine vurgu yapılarak, “Eğer şüphe duyduğunuz bir iletişim aldıysanız, mutlaka yetkililere başvurun. İletişim kurulan numaraları araştırın, mümkünse imza ve kimlik doğrulamalarını da kontrol edin” şeklinde uyarılar yapılıyor.
FETÖ yalanıyla dolandırıcılık yalnızca maddi zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda toplumda büyük bir güvensizlik ve korku ortamı oluşturuyor. Eğer bu tür olaylara karşı farkındalık artmazsa, toplumun birçok kesiminin mağdur olması kaçınılmaz görünüyor. Dolandırıcılara karşı bilinçli davranmak, bu tür vakaların önüne geçmek adına kritik bir adım olacaktır.